1- Önce basit boğaz ağrısı düşünülüp aile hekimine başvurulur, antibiyotik verilir, sonra geçmeyince dahiliye veya kbb'ye giderler, orada daha başka antibiyotik verilir. Bu arada hastanın şikayetleri azalmak yerine daha da artar, tüm vücut ağrısı, kas ağrısı, aşırı halsizlik sürekli yatma isteği, çarpıntı, eline boğaza değdiremeyecek kadar ağrı
Tanısı hem kolay hem de hekimin aklına gelmezse zor.. Gecikmeler sıklıkla oluyor...Son 1 yıl içinde maalesef artan sayıda gördüğüm subakut tiroidit vakaları da hep böyle hikaye ile geldiler.
Geçmeyen boğaz ağrısı..
Antibiyotik etkisiz..
Giderek daha da kötüleşme..
Tanı konulması gecikince hastada oluşan panik, anksiyete ve neredeyse depresyon....
Sık değildir ama sonbaharda görülme sıklığı artıyor. Ben de son bir kaç haftada bir kaç hastamda tanı koydum...
Tanıyı öncelikle hasta anamnezi ile koyuyoruz. Klinikteki en yakın arkadaşım; ultrasonografimden hemen yardım alıyorum, tiroid dokusuna bakıyorum, bir de teyit için bir kaç kan tetkiki.. Tanıyı koymak bu kadar kolay aslında..
Sonra hastaya bu hastalığı, süresini, ve hasta için uygun olan tedaviyi anlatmak...Sonrasında bir kaç ay takip etmek...
Hastaya düşen görev ise hekimine güvenmek, bu süreçte takiplerini aksatmamak...
